Kullanıcı Deneyimi (UX)

Göktürk Erdoğan ile Kullanıcı İhtiyaçları Üzerine

Soner CANKO
2 min readOct 16, 2018
Photo by Alvaro Reyes on Unsplash

Dijital CEO ile Teknoloji Sohbetleri’nin 56’ncı bölümünde Bankalararası Kart Merkezi’nden çalışma arkadaşım Göktürk Erdoğan ile birlikte dijital dünyada mükemmel deneyimi yaratmak ve kullanıcı dostu olmak gibi kavramları masaya yatırarak kullanıcı deneyimini tüm ayrıntılarıyla konuştuk.

“Dijital dünyada kalite nasıl gelişiyor?” sorusuyla başladığımız sohbetimizde Göktürk, her yeni teknolojide, bu teknolojinin fonksiyonel olup olmadığının göz önüne alındığını söylüyor ve şöyle bir örnek veriyor: “Yapay zekânın hayatımıza girdiği ilk zamanlarda o VR gözlüklerini taktığımızda etrafı 360 derece olarak görebilmek bize heyecan veriyordu. Daha sonrasında objelerin yerlerini değiştirebilmek, objeleri tutup atabilmek bizleri heyecanlandırmaya başladı. Bu teknolojiler yaygınlaşmaya başladığında ve üreticileri de arttığında artık başka kriterler hayatımıza girmeye başladı. İşte bu durum da kullanıcının seçme şansının artmasını sağladı. Bu noktada kullanıcı arayüzü ve kullanıcı deneyimi kavramları devreye girdi.”

Artık uyanır uyanmaz elimiz cep telefonumuza gidiyor. Sonra tabletler ve masaüstü bilgisayarlar derken günümüzün önemli bir bölümünü, üstelik de en kaliteli saatlerimizi dijital dünyaya ayırıyoruz. Peki, dijital dünyada kullandığımız uygulamaların kaliteli olup olmadığını nasıl anlarız? Uygulamaların kalitesi hangi kriterlere bağlı?

Göktürk’ün bu sorulara yanıtı şöyle: “Öncelikle üretici gözüyle baktığımız zaman, kullanıcı ihtiyaçlarını iyi belirlemek gerekiyor. Bu ihtiyaçlar ise iki türe ayrılıyor. Birincisi, kullanıcılar olarak bizlerin farkında olduğu ihtiyaçlar. Diğeriyse kullanıcının aklına gelmeyen, dile getiremediği ihtiyaçlar. Örneğin, benim aklıma bir navigasyon uygulamasında yerimi görebilmek ve haritanın bana yön tarifi yapması gelirken, başka birinin aklına sesli komutla en yakın benzincinin gösterilmesi gelebilir. Dolayısıyla burada ihtiyaç analizi önemli oluyor. İkinci ve önemli diğer bir unsur da fonksiyonellik olarak öne çıkıyor. Günümüzde kullanıcının yaşadığı bir sorunu markanızı etiketleyerek dünyaya duyurması çok kolay. Bu durum da markaların itibarini ciddi biçimde zedeleyebilir. Fonksiyonel testler de bu noktada öne çıkıyor. Üçüncü alan da kullanıcı deneyimi ve kullanıcı dostu olma. Bu da rekabet koşullarında artık kullanıcının daha seçici olması sonucunu ortaya çıkarıyor.”

Kullanıcı dostu olmaya da değinen Göktürk, kullanıcının dokunduğu arayüzün tasarımının iyi yapılması gerektiğini ve kullanıcının uygulamada geçirdiği zamanın basit ve sade bir şekilde kullanıcıya sunulması gerektiğini söylüyor. “Türk kullanıcıları iyi ağırlanmayı seviyor” diyen Göktürk, bunu şöyle açıklıyor: “Örneğin, bir bakkala girdiğinizde dahi sizinle iletişim kuran bakkala gitme alışkanlığı kazanıyorsunuz. Dolayısıyla kullanıcı dostu olma kavramının içinde yer alan unsurlardan biri de kullanıcıyı iyi ağırlama olarak dikkat çekiyor.

Esasen kullanıcı deneyiminin belirli bir olgunluğa eriştiğini söyleyebiliriz. Yeni teknolojilerin hayatımıza girmesiyle, yeni terimlerin de hayatımıza eklenmeye başlayacağını öngören Göktürk, “Bu terimlerden birkaçı inanabilirlik, interaktiflik ve keşfedilebilme. İnanabilirlik uygulamanın ne kadar inandırıcı olduğu, interaktiflik bir nesneyle veya dünyayla ne kadar interaktif iletişim kurduğu, üçüncüsü ise keşfedilebilme olarak öne çıkıyor. Bu terimlerin önümüzdeki yıllarda literatüre gireceğini düşünüyorum” diyor.

Bu yeni kavram ve bilgilerle dolu bu sohbeti aşağıda izleyebilirsiniz.

Twitter | LinkedIn | Youtube| Web

--

--

Soner CANKO
Soner CANKO

Written by Soner CANKO

StartUp Dostu ® — FinTech Istanbul ® — SC Yönetim Danışmanlık ®

No responses yet