Dijital Varlıklı Yeni Dünyanın Şifreleri

Soner CANKO
4 min readJul 13, 2021

Digital Assets

İçinde bulunduğumuz zaman dilimi insanlık tarihinde birçok açıdan değişimin belki de en hızlı yaşandığı bir döneme denk gelmekte. Değişim hızındaki ivmenin dahi arttığı bu dönemi akademi dünyası üssel (eksponansiyel) büyüme çağı diyerek de adlandırmaktadır. Finansal teknolojilerdeki ilerlemenin geniş kitlelerin dikkatini çektiği bu dönemde blok zinciri ve dijital varlık projelerindeki büyüme hızlanarak artıyor.

Durumu verilerle somutlaştırmak gerekirse 2013 yılında 66 adet olarak belirlenen dijital varlık sayısı 2021’in başında 4000 adetin üzerine çıkmış vaziyetteydi. Merkeziyetsiz finansın yarattığı paradigma değişiminin ise mevcut sayının bu günlerde 6.000 adetin üzerine çıkmasına vesile olduğunu varsayabiliriz.

Hal böyle olunca blok zinciri ve dijital varlık dünyasındaki fiyatlamalar gerek teknolojinin henüz olgunlaşma evresinde olması gerekse de değişimin odağında olması nedeniyle alışık olduğumuz varlık fiyatlamalarından çok daha büyük bir çarpan etkisiyle hareket ediyor. Bu da fiyatlardaki artış ve düşüş hareketlerini geçtiğimiz yüzyılın varsayımları ile anlamlandırmayı oldukça zorlaştırıyor.

Yaşanan değişimi henüz devletler de nasıl ele alması gerektiğini tam olarak kavrayamamış iken bu dünya iyi ve kötü niyetli aktörlerin erişimine hep birlikte açık vaziyette. Bu durumda ne yapmalıyız ya da bu alanda nasıl ilerlemeliyiz sorularına yanıt bulmak gelişmeleri kaçırmamak adına kritik önem teşkil etmekte.

İyi taraf şu ki yatırımcılar, devletler, borsalar ve proje sahipleri olmak üzere dört ana aktörü olan bu piyasada her grubun kendine has sorumlulukları gün geçtikçe belirginleşiyor. Tüm sorumlulukların temeline ise blockchain teknolojisinin de kavramsal yapı taşları olan şeffaflık ve güven ilkeleri oturuyor.

Belirtmek gerekir ki yukarıda bahsedilen geniş bantlı fiyat hareketleri olası kayıpları tolere etmesi zor boyutlara çıkarabilir, dolayısıyla her şeyden önce bu alanı tanımak isteyen yatırımcıların bu tanıma evresini küçük tutarlar ile yönetmesi edinecekleri tecrübenin maliyetini düşürmelerini sağlayacaktır.

Bu bağlamda dijital varlık piyasalarına ilgi duyanların en büyük sorumluluğun kendilerinde olduğu bilinciyle hareket etmeleri gerekmektedir. Bu sorumluluğun sadece yapılan yatırımın güvenliğini sağlamak ile sınırlı kalmaması aynı zamanda gerek finansal ve ekonomik döngülere dair okur yazarlık gerekse de teknolojik gelişmelerin yarattığı etkiler konusunda edinilecek bilgi ve birikimler ile desteklenmesi oldukça önemlidir.

Diğer bir aktör olan devletlerin ise öncelikli olarak yeni nesil dijital varlıkları doğru bir şekilde tanımlaması gerekecektir. Bu varlık tipinin para birimi mi yoksa menkul kıymet mi olduğu belirsizliği ya da hangi niteliklerin projeyi nasıl bir sınıflandırmaya sokacağının çerçevesi netleştirilmelidir. Bunun paralelinde ise merkezi dijital varlık borsalarını diğer varlık sınıfları için alım satım imkanı sunan aracı kurumların tabi olduğu mali ve hukuki sorumluluklara benzer düzenlemelerle güvenli bir alana çekmek bu alandaki tüm aktörleri için daha güvenli bir ortam sunacaktır.

Her ne kadar bazı otoriter devletlerin bu piyasaya dair yasaklama haberlerini alsak da paralelde birçok devletin de uyum sağlamaya ve düzenlemeler getirmeye çalıştığı da bir gerçektir. Mevcut durumda konu hakkında en kapsamlı düzenlemeler genelde finansal kurumları gelişmiş ülkeler tarafından hazırlanmış olsa da aksi örnekler de mevcuttur. Ortaya çıkmış en kapsamlı düzenlemelere örnek vermek gerekirse;

  • İngiltere; Kripto paralarla ilişkili tüm işletmeler İngiltere Finansal İdare Otoritesi’nin yükümlülüklerine tabidir, dijital varlık işletmeleri yetkili ödeme kuruluşu lisansına başvurabilir ve Bitcoin içtihatlara dayalı hukuka göre bir varlık sınıfı olarak kabul edilmiştir.
  • Singapur; dijital varlık birimleri ile ticaret yapmak yasaldır ve ilgili yasa 2020’de Singapur Ödeme Hizmetleri Yasası uyarınca Singapur Para Otoritesi tarafından düzenlenmiştir. Dijital varlık birimi işletmeleri lisans almak zorundadır. Halka arzlar veya dijital paraların ihraçları da Singapur’un Menkul Kıymetler ve Vadeli İşlemler Yasası kapsamında düzenlenmiştir.
  • Endonezya; Öncelikle Ocak 2018'de tüm ödeme sistemi ve finansal teknoloji operatörlerinin sanal para birimi işlemlerini gerçekleştirmesini yasaklasa da 2019'da dijital varlıklarının emtia olarak ticaretini düzenlemek için düzenlemeler yayınladı.

· Çin; Dijital varlıklar konusunda en ilginç çıkışları yapan ülke olan Çin önceleri bu konuda net olmayan bir yasaklayıcı konumunu benimserken ardından hızla Merkez Bankası Dijital Parası (CBDC) çabalarına girmiş, son dönemde bu yatırımını destekleyici yasaklamaları ve düzenlemeleri gündemine almıştır.

· ABD; Blockchain teknolojileri ve dijital varlıklar konusunda geç reaksiyon veren düzenleyicileriyle piyasaları oldukça belirsiz bırakan ABD, mevcut çerçeve yasalar ve düzenlemeler ile bu konuyu yönetmeye çalışmış, son olarak Mayıs ayında 10 bin dolar üzerindeki işlemlerden vergi alma planlarını netleştirerek yeni bir adım atmıştır.

Bu veriler ışığında Türkiye’nin de düzenleyici kurumları vasıtası ile dijital varlıklar konusunda tüm oyuncuların güvenilir bir zeminde çalışmasını ve bununla birlikte yeni düzenlemeleri gündeme alması küresel gelişmelere uyum açısından oldukça iyi bir başlangıç olacaktır.

Yalnız farkında olmak gerekir ki devletler bu tarz devrimci yenilikleri tüm kapsamıyla kavrayıp gerekli uyum sürecini yönetmek noktasında geç kalabilirler. Tam da bu noktada dijital varlık girişimleri devletlerin gerekli çevikliği göstermesine gerek duymadan kendi güven unsurlarını oluşturmalıdır. Bu bağlamda çeşitli açık kaynak kodlu yapıların kod güvenilirliğini sertifikalayan ya da borsaların güvenlik katmanlarını inceleyen bağımsız denetleme kuruluşları ile işbirlikleri geliştirmek ekosistemin daha geniş kitlelere adaptasyonunu oldukça hızlandıracaktır.

Özetlemek gerekirse, içinde bulunduğumuz dönemde değişimin hızındaki ivme de artmaktadır ve şu anda yine yeni bir paradigma ile karşı karşıyayız. Bu yeni paradigmanın adı ise merkeziyetsiz finans ve merkeziyetsiz web bir diğer adıyla web3 olarak anılmaktadır. Bu alandaki tüm gelişmeler merkezi finansal sistemlerden bağımsız gelişip, düzenlemelerden oldukça uzak bir yerde ilerlemektedir. Bu alandan türeyecek ve geniş kitlelere ulaşabilecek projelerin çeşitli finans teknolojileri ile birleşmesi günlük hayatta bir çok işlemin bu yeni dijital varlıklarla yapılabilmesinin önünü açacaktır.

Dr. Soner Canko & Dr. Deniz Bilge

Not 1: Bu yazının ilk hali PSM (Payment Sytems Magazine)’in Haziran Sayısı’nda yayınlamıştır. 👉 https://lnkd.in/dgSa2J2

Not 2: Sevgili dostum Deniz Bilge ile PSM (Payment Sytems Magazine) için kaleme aldığımız bu yazıda dijital varlıklara dair düşüncelerimizi aktarmaya çalıştık. Kendisine bu vesileyle değerli katkıları için teşekkür etmek istiyorum.

--

--

Soner CANKO

StartUp Dostu ® — FinTech Istanbul ® — SC Yönetim Danışmanlık ®